Kis mevsiminde yasanan depresyonun sebepleri arasinda soguk havalarda azalan aktivitelerimizle, kisalan günlerle, daha fazla karanlikla, alinan fazla kilolar ve tüm bunlarin toplaminin hormonlarimizi etkilemesi var. Peki, kis depresyonuyla nasil mücadele edecegiz? Uzmani anlatiyor...
Kis mevsimi, beyindeki hormonlar üzerinde rol oynuyor. Kisalan günler ve soguk hava, sosyal aktivitelerde kisitlamalara sebep olurken, uyku ve yeme aliskanliklarini da büyük oranda etkiliyor. Mevcut teknolojinin kisileri yalnizlastirmasiyla kis depresyonunun çok daha yogun sekilde yasandigini belirten uzmanlar, bu süreçte alinan kilolarin, yaz depresyonunu tetikledigine dikkat çekiyor.
Psikiyatri Uzmani Dr. Mahir Yesildal, kis depresyonu ve depresyon hastaligi hakkinda önemli degerlendirmelerde bulunuyor…
“Ruhsal durumumuz izledigimiz filmleri de dinledigimiz sarkilari da okudugumuz kitaplari da belirliyor” diyen Uzm. Dr. Mahir Yesildal, “’Depresyon hirkasi’ diye bir sey var. Ama ‘depresyon bikinisi, depresyon sortu, depresyon yelegi’ gibi seyler yok. Gerçekten de kisin depresyon dünyada ve Türkiye’de bir baska yasaniyor” dedi.
EN ÖNEMLI NEDENLERDEN BIRI: GÜNLERIN KISALMASI
Kis depresyonunun en önemli nedenlerinden birinin günlerin kisalmasi oldugunu ifade eden Yesildal,
“Günler kisalinca, iki temel sey oluyor. Bir; öncelikle beyin, alismis oldugu gün isigina daha az maruz kaliyor ve melatonin denen hormon, daha az salgilaniyor. Bu hormon, uyku-uyaniklik dengesini belirliyor. Serotonin denilen hormonun miktarinda degisiklikler oluyor, istah artiyor. Ikinci sebebi de günlerin kisalmasi, bizim sosyal hayatimizi bir yönü ile kisitlayan bir sey. Çünkü hava soguk ve geceler çok uzun. Yazin deniz var, plaj var, gece disari çikabiliyorsunuz, sahilde yürüyüs yapabiliyorsunuz, bir kafeye gidebiliyorsunuz; ama kisin bunlar hava sartlari nedeni ile çok mümkün olmuyor. Bu, ister istemez fiziksel hareketliligimizi de kisitliyor” seklinde konustu.
DIJITAL YASAM, KIS DEPRESYONUNU ARTIRIYOR!
Uzm. Dr. Mahir Yesildal, “Kis depresyonunu, mevcut teknolojinin dijital insani yalnizlastirmasi nedeniyle geçmis senelere göre çok daha yogun, çok daha agir ve çok daha can sikici sekilde yasiyoruz” diyerek, sözlerini söyle sürdürdü:
“Dijital yalnizlik, tam da kis depresyonunun sevdigi bir sey. Sekerlemelerin, baklavalarin, böreklerin en çok sevdigi sey, kisinin yalniz olmasi. Bunlar hep depresyonla baglantili.
KIS MEVSIMINDE ALINAN KILOLAR, YAZ DEPRESYONUNA DAVETIYE ÇIKARIYOR!
Kis depresyonu yeme aliskanliklarina çok fazla etki ediyor. Kisi uyku miktarini artiriyor ve sürekli karbonhidrat tüketmeye basliyor. Kis bitiyor, yaz geliyor; fakat kilolar kaliyor. Bu kez de yaz depresyonunu tetiklemis oluyor”
“DEPRESYONLA HÜZNÜ BIRBIRINE KARISTIRMAMAK GEREKIYOR”
Depresyonla hüznün birbirine karistirilmamasi gerektigini kaydeden Uzm. Dr. Mahir Yesildal,
“Bir seye o gün üzgün olmak, depresyona girmek degil. Depresyon; en az 2 hafta süren, kisinin hayattan zevk almadigi, hiçbir sey yapmak istemedigi, normal günlük yasantisina devam edemedigi; örnegin ev hanimiysa islerini yapamadigi, bir memursa ise gitmekte zorlandigi ya da gitmek istemedigi ve uyku istah gibi vücutla ilgili davranislarinda da degisikliklerin oldugu bir beyin hastaligi. ‘Depresyondayim’ tabirini toplumda çok sik görüyoruz; ama o ‘Depresyondayim’ diyenlerin çogu aslinda bizim söyledigimiz klasik anlamda bir depresyonda degiller. Onlar hüzünlüler. Hüzünlü olmak da basli basina bir hastalik degil” diye konustu.
DEPRESYON, BIR BEYIN HASTALIGI
“Depresyonu normal hüzünden ayirip, bir beyin hastaligi olarak ele almak gerekiyor” diyen Yesildal, sözlerini söyle tamamladi:
“Kisinin kendi elinde olmayan, kendi özgür iradesi ile seçmedigi bir hastaliktan söz ediyoruz. Eger ortada bir hastalik varsa, bir hasta varsa mutlaka bir tibbi ve psikolojik yaklasimin dogru olacagi ortada.”