Madde bagimliligi, oyun, internet bagimliligi gibi bagimliliklar çocuklarin aile içi iletisimde yasadiklari sikintilarla da yakindan baglantili. Uzmanlar aileleri bu konuda uyarirken neler yapilabilecegi konusunda da bilgiler veriyor...
Ülkemizde 2018 yilinda yapilan bir arastirma 15-34 yas arasinda ortalama her 3 kisiden 1’inin hayatinda en az bir kez madde kullandigini gösteriyor. Yüksekligi nedeniyle düsündürücü olan bu oran, ergenlik çagindaki gençlerin madde ile temasinin giderek daha da kolaylastigi sonucunu da gözler önüne seriyor. Yalnizca madde degil, internet, oyun, alisveris gibi davranissal bagimliliklarda da riskin arttigini ancak bunlarin tedavi edilebilir beyin hastaliklari oldugunu söyleyen Psikiyatri Uzmani Dr. Meral Akbiyik, özellikle madde bagimliliginin tedavisinde aile ile ergen genç arasinda saglikli ve kesintisiz iletisimin en belirleyici etken olduguna dikkat çekiyor.
“ÇOCUGUNUZU RISK FAKTÖRLERINE HAZIRLAYIN”
Ergenlik dönemindeki bir gencin risklere karsi kendini koruyabilme becerisinin ilk olarak ailesi tarafindan verilebilecegini belirten Psikiyatri Uzmani Dr. Meral Akbiyik, maddeyi ve bagimliligi yok saymamanin ve bu konular hakkinda konusabilmenin gencin madde ile temas durumunda ‘hayir’ diyebilmesine önemli katkida bulunacagini vurguluyor. Gençler; maddeye dair yasadiklari sorunlari ailesiyle konusabilecegini, sorun büyümeden ailesinden yardim alabilecegine dair bilgileri, açik iletisim sayesinde alabilir. O nedenle açik iletisim çok önemli. Aksi durumda yanlis kisilere yönelmesi ve daha çok zarar görmesi olasi hale geliyor.
“ILETISIMI ASLA KOPARMAYIN”
Ergenlik dönemi, gelismekte olan bireyin merak duygusunun ve kendisini tanimlama isteginin yüksek oldugu bir dönem. Son derece üretken ve doyuma yönelik olabilecek bu yüksek ruhsal enerji, risk alma davranisi ve akran grubu etkisiyle birlestiginde ne yazik ki ‘zarar görmekten kaçinmama’ ile sonuçlanabiliyor.
Aile ile ergen birey arasinda saglikli bir iletisimin her zaman önemli oldugunu, ancak bir madde bagimliligi durumunda bunun üstesinden gelinmesi için en kritik etkenin iletisim oldugunu belirten Dr. Meral Akbiyik, eriskinlerce kisitlanmaya cevap olarak, “yasagi bozma” çabasinin ergen birey için ayri bir motivasyon yaratarak madde ile temasi kolaylastirabildigine vurgu yapiyor. Ailelerin gencin veya çocugun mahremiyetine saygi duymaya özen göstermesi gerektigini belirten Akbiyik, genci zorlamak ya da kendisinden habersiz olarak idrarini tahlile götürmek gibi davranislarin olumsuz sonuç verdigini belirtiyor. “Aileler bunun yerine kaygilarini gençle açikça paylasip onunla iletisim kanallarini açik tutabilmeli, en uygun çözüm için onun hayatina ve özerkligine saygi duyarken bir yandan da destek olmaya devam etmeli” diyen Psikiyatri Uzmani Dr. Akbiyik, iletisim problemi yasadigini hisseden aile bireylerinin bir psikolog ya da psikiyatristten yardim almasinin hem sorunun ilerlemeden çözülmesini hem de tedavi sürecinikolaylastiracaginin altini çiziyor.
“BAGIMLILIGIN TEDAVI EDILEBILEN BIR HASTALIK OLDUGUNU UNUTMAYIN”
Bagimliligin tedavi edilebilir bir beyin hastaligi olduguna ve kisiye özel ihtiyaçlar degerlendirilerek planlanan tedavilerin daha basarili sonuçlar verdigine dikkat çeken Akbiyik hem bagimliliga neden olan hem de bagimliligi sürdüren duygusal faktörlerin mutlaka ele alinarak bireysel psikoterapi sürecine dahil edilmesi gerektigini belirtiyor.
BU BELIRTILER SIZI DÜSÜNDÜRMELI
Ergenlik dönemindeki bir gencin madde ile temas etmesinin normal hayatina yansiyan bazi belirtileri beraberinde getirdigini söyleyen Psikiyatri Uzmani Dr. Meral Akbiyik, aileleri asagidaki durumlarin gözlenmesi durumunda çocuklariyla uygun biçimde iletisim kurmalari ve vakit geçirmeden bir uzmanla görüsmeleri yönünde uyariyor:
- Gencin rutin hayatinda olagandisi farkliliklar ortaya çikmasi
- Arkadas çevresi degisimi
- Daha fazla yalniz kalmak istemesi
- Uyku düzeninin bozulmasi, okul basarisinin düsmesi
- Harcadigi paranin artmasi ya da parasini temel ihtiyaçlarina harcamamasi
- Yakinindakiler tarafindan gözlemlenebilecek sekilde konusma biçiminin bozulmasi
- Ruh halinde dengesizlikler olmasi ya da “sarhos gibi” hallerine taniklik edilmesi
- Odasinda ya da diger kullanim alanlarinda kuru ot parçalari, tozlar veya haplar bulunmasi