Anne ile çocuk arasindaki iliskinin çocugun gelisiminde çok önemli etkileri oldugunu belirten uzmanlar, bu iliskinin dengeli ve tutarli olmasi gerektigine vurgu yapiyor. Çocugun saglam bir psikolojiyle büyümesinde annenin ilgide sürekli ve tutarli olmasi, korumaci tavirlarda ise asiriya kaçmamasi önem tasiyor.
Klinik Psikolog Çigdem Demirsoy, çocugun gelisiminde anne ile iliskinin önemine dikkat çekiyor, saglam karakterli ve huzurlu çocuk yetistirmenin formülünü, “Kesintisiz ilgi, asiri olmayan koruma” seklinde özetliyor.
Annenin çocugun hayatindaki en önemli unsur oldugunu belirten Demirsoy, babalarin genellikle koruyan güç, annelerin ise sevgi objesi oldugu görüsünde:
“Çocugun gelisim sürecinde babanin özellikle olumsuz davranislara karsi koruyucu, annenin ise olumlu davranislarin gelismesiyle iliskili oldugunu söyleyebiliriz. Geleneksel rollerin etkisi ile baba koruyan güç ve disiplin objesi olarak algilanirken, anne daha çok sevgi objesi olarak vardir çocugun hayatinda. Anneler çocuga ilgi, sevgi ve bakim verirken bir yandan da onun hayatta kalabilmesini saglayacak olan yasam becerilerini ögrenmesinde en etkili figürdür. Çocugun yetistirilmesinde annenin rolü çok önemli. Annenin olmadigi durumlarda çocuga birinci derece bakim veren kisinin çocukla saglikli iletisimi de çok önemli. Anne-çocuk iliskisinin saglikli olmasi için annenin ilgi ve korumayi sürekli, tutarli ve dengeli bir sekilde vermesinin önemi çok büyük.”
DENGELI TUTUM ÇOCUGU SAGLAMLASTIRIYOR
Annenin ilgi ve korumayi, sürekli ve tutarli bir sekilde vermesinin çocugun kisiligini etkiledigini ifade eden Demirsoy, “Bu sekilde bakilan çocuklar hayatta daha saglam oluyor. Ne çok fazla ne çok az koruma oluyorsa, çocugun ihtiyaçlarina anne duyarlilikta ve yeteri kadar ilgi veriyorsa psikolojik saglamligini önemli ölçüde etkiliyor” diyor.

"Çocuk yasadigi deneyimler sonucunda kendine ve dünyaya bir anlam verir; daha sonra bunu yeni durumlara, kisilere genelleyerek bütünlestirir ve zihinsel semalar olarak içsellestirir" diyen Psikolog, sözlerine su sekilde devam ediyor:
“BEBEGIN ILK BAGLANDIGI KISI ONA BIRINCIL BAKIMI VEREN ANNESIDIR”
"Bebek dünyaya geldiginde ancak ona bakim veren bir yetiskinin varligi sayesinde hayatta kalabilir ve bakim veren kisi ile bebek arasinda bir bag gelisir. Bu bagin niteligi kendisi ve baskalari hakkindaki, yasam hakkindaki beklenti ve inançlarini sekillendirir. Bebegin ilk baglandigi kisi ona birincil bakimi veren kisi olan annesidir. Eger anne ile sicak, sevgi dolu ve güvenli bir baglilik iliskisi olusmussa, çocugun ileride kendisini, dünyayi ve diger insanlari olumlu olarak algilamasini saglayacaktir. Aksi durumda ise güvensiz bir baglanma stili gelisir; bu da kaygi, güvensizlik duygularina temel olusturur. Sosyal ve duygusal açidan saglikli bir gelisim için annenin çocugun ihtiyaçlarina 'duyarli' olmasi, onun 'ihtiyaçlarini zamaninda ve geregi kadar, dozunda, kararinda' karsilamasi psikolojik saglamlik açisindan önemlidir. Güvenli bir baglanma stiline sahip olan kisiler kendileri ile ilgili olumlu bir benlik algisina sahiptir, kendisine ve baskalarina güvenir, kendilerini sevilmeye deger görür, diger insanlardan ve hayattan olumlu beklentiler içinde olur, zorluklar karsisinda da üstesinden gelebilecegi inanci olup stres ile bas edebilir, yetemedigi durumlarda baskalarindan destek alabilecegi inanci vardir ve gerektiginde destek alabilir."
AGLAMAYI DAHI ÇOCUGUNA ANNE ÖGRETIYOR
Hamilelik döneminin rolüne isaret eden Uzman Klinik Psikolog Demirsoy, “Annenin hamilelik zamaninda kendine özen göstermesi, bebegine karsi duyarlilik göstergesidir. Çocuk her agladiginda kucaga aliniyorsa çocuga aglamayi bile ögretiyor olabilirsiniz. Ilgi kesintisiz olmali ama koruma asiri olmamali. Annenin görevi çocuga ilgi göstermek, sevgi vermek ve onu hayata hazirlamaktir” diye konusuyor.
ASIRI KORUMACILIK ÇOCUGA ZARAR VERIYOR
Asiri korumaci tutumun çocugun sorun çözme becerisini gelistirmeyecegini, çocuga mutlaka sorumluluk verilmesi gerektigini belirten Demirsoy, anne –çocuk iliskisinde asiri korumaci tutumun yaratabilecegi sorunlara da deginiyor:
“Her sorumlulugu anne üzerine alir ve çocugun yerine yaparsa çocuk sorumluluk almadan büyür. Anne, asiri korumaciysa çocugun sorun çözme becerisi gelismez. Bu saglikli olmaz ve bagimlilik olur. Çocuk saglikli sinirlarla büyütülmeli asiriliktan kaçinilmali. Belki küçük yaslarda birtakim tehlikelerden koruma olabilir ama ergenlik döneminde önceden kurulan bag bir miktar zayiflayabilir. Bu normaldir. Çatismalar baslayabilir çünkü çocuk daha bagimsiz olmak ister. Buna hazirlikli olmak ve izin vermek gerekir ki çatisma olmasin. Insanin gelisim evrelerini bilip buna göre iletisim kurmaliyiz.”

ÇOCUK ANNENIN UZANTISI DEGILDIR
Annenin çocuguyla kurdugu iletisim tarzi, çocugun çevresiyle kurdugu iletisimin temellerini olusturur. Bireysellesmeye daha az firsat taniyan bir kültürümüz var. Onlarin ihtiyaçlarini biz düsünüyoruz, onlar yerine biz karar veriyoruz. Onlar bizim uzantimiz olmamali.”
DÜSMEYI DE KALKMAYI DA ÖGRENMELI
Çocuga sorun çözme becerisinin kazandirilmasi gerektigini de vurgulayan Demirsoy, “Çocugun sorun çözme aliskanligi kazanmasini saglamaliyiz. 0-2 yas arasinda saglikli bir bag olustuysa sonraki süreçler daha kolay geçiliyor. Ihtiyaçlarin karsilandigi, asiri korunmadigi ortamlarda çocuk güvende ve rahat hissetmeli. Düsmesine izin vermezseniz kalkmayi ögrenemez. Düsmemeyi ögrenmek için de çocugun düsmesi lazim. Güvenli bir bag varsa çocuk kopmaz ve sikintilarini paylasir. Eger bagimsizligina izin vermezsek çocuk sürekli uzaklasmak ister. O zaman çatisma olur” uyarisinda bulunuyor.